13 Ağustos 2010 Cuma

--BEST OF BERLIN--

Livia Ximenez Carrillo ve Christine Pluess, Mongrels in Common adlı markalarını 2006’da kurdular ve arzu edilen tasarımlarıyla kısa sürede tanındılar. Bu sezon, ikili gençlik aşılanmış klasik parçalar sergiliyor. Rahat tulumlar ve şirin gömlek elbiseler ön plana çıkarken bulanık çiçekli baskı rahat elbiseler ve etekler için uygun görünüyor. Tasarımcı ikilinin imzası haline gelen yaka iğnesi düğmeli gömlekleri süslüyor ve çift ya da üçlü kemerler belleri sarıyor. Taze ve giyilebilir estetiğe sahip marka, takip edilmesi gerekenler arasında yer alıyor.
Mavi’nin, “Maviterranean Barcelona” adı verilen son koleksiyonu bu güzel İspanyol kentinin kentli tavrı ve denize olan yakınlığından ilham alıyor. Moda açısından ileri dönük görünümler, rahat ve kumsala özgü titreşimleriyle bu etkilenimi destekliyor. Bu markadan beklenileceği üzere kot parçalar ön plana çıkıyor; çizgili, pencereli giysiler, kutu şeklindeki yelekler ve boyfriend kot pantolonları uyumlu görünüyor. Kot üzerine kot görünümleri ise birçok soluk yıkamayı gözler önüne seriyor. Terzi dikimi blazerlar, hanım hanımcık mini etekler ve bedene bol gelen, düğmeliler Mavi’nin her zaman ileri dönük bir yaklaşım sergileyen kot parçalarıyla güzel kombinler oluşturuyor.
Podyumlarda 1950’lerden etkilenimler ortaya çıkarken Lena Hoschek’in mevcut koleksiyonu zamanında ve trendlere uygun bir yaklaşım sergiliyor. İkon haline gelmiş olan Betty Page’in referans alındığı görünümlerde modeller onun imzası haline gelen kuzguni kahküllerini ve kıpkırmızı dudaklarını sergiliyorlar. Kloş etekleri ve kadınsı frakları çiçekli baskılar süslerken bedene oturan çizgili pamuklu dokumadan, bazıları belde bağlanan Western gömlekler ve dar, kısaltılmış pantolonlar rockabilly tarzını yansıtıyor. Dikenli kemerler ve kışkırtıcı fermuarlar güzele biraz yaramaz bir hava katıyor.
Kilian Kerner’in kontrastı temel alan son koleksiyonu fütüristik, ileri dönük parçaların yanı sıra ağırbaşlı tek parçalar da sunuyor. Payetle işlenmiş pantolonlar, boyfriend tarzı şık blazerla birlikte kullanılıyor ve parıldayan kumaştan üretilen mini bir etek, katlı fırfırlarla bezeli, kadınsı bir üstle kombinleniyor. Fırfırlar şort ve elbiselerde de görülürken koleksiyona narin bir hava katıyor. Kalem etekler ve ipek bluzlar güzel, temel parçaları oluşturuyor ama defilenin en önemli parçası olarak sofistike ve çabasız şık görünen, elbise olarak da kullanabilen, yumuşak trençkot dikkat çekiyor.
Polonyalı-Alman tasarımcı Dawid Tomaszewski, markasını 2009’da piyasaya sürdü ve avant-garde stiliyle kısa sürede dikkatleri üzerine çekti. Bu sezonun koleksiyonu, ressam Richard Serra’nın “Torqued Elipses” (Bükümlü Elipsler) çalışmasındaki kıvrımlı düzlemlerden esinleniyor. Çapraz iliklemeli, asimetrik ceketler Serra’nın düzgün hatlı ama yine de organik estetiğini yansıtıyor. Şeffaf organzalar pantolon ve ceketten oluşan bir takım ve daha giyilebilir bir seçenek sunan çok katmanlı çadır elbisede kullanılıyor. Tüyler anahtar unsurlar olarak ortaya çıkıyor ve saç bantları ve katlardan oluşan parti elbisesinin yanı sıra baskılarda da kullanılıyor; koleksiyona gösteriş katıyor. Çoğunlukla kuğu grisinden oluşan bir renk paletinde turuncumsu kırmızı renk patlamaları çarpıcı ve merak uyandıran bir unsur meydana getiriyor.
Custo Dalmau’nun Custo Barcelona’sı bu sezon Berlin Moda Haftası’na 1960’ların sonlarına özgü hippi akımını örnek alan bir koleksiyonla dönüyor. Batikler uzatılmış tanklerde ortaya çıkıyor ve rahat tunikler o dönemde popüler olan etnik stilleri taklit ediyor. Kot anahtar niteliğindeki bir unsur ve abartılı boyama ve yaratıcı beyazlatma gibi yenilikçi yöntemler giysilere dokusal , mermerleştirilmiş bir görünüm kazandırıyor. Tabii ki bir Custo koleksiyonu markanın tanınmasına katkıda bulunan göz alıcı desenler olmadan tamamlanmış olmaz; bu koleksiyonda da ilginç çizgili ve çiçekli desenler ceketlerden hırkalar ve triko üstlere dek her şeyde kullanılıyor.
Kreatif danışman Graeme Black, Almanya’nın en büyük markalarından Hugo Boss’un bir alt markası olan BOSS Black koleksiyonu için deniz kenarından esinlenerek dalgalardan maviyi, binaların cephelerinden esmer şeftali rengini ve kumlardan kahverenginin tonlarını ödünç alıyor. Büyük mercan kolyeler bu temayı somutlaştırırken giysiler deniz kenarında geçirilen bir tatilin rahat ve huzurunu yansıtıyor. Paçalarda daralan pantolon ve tulumlar kalçalara doğru genişliyor ve elbiseler rahatlık ve kabarık etekleriyle 1950’lerin masumiyetine gönderme yapıyor. Aynı kumaştan aplik ve volanlar gerek düğmeli gömleklere gerekse ipek üstlere kadınsı bir dokunuş kazandırıyor.
Sadece üçüncü sezonunda olan Arrondissement Aq1 rahat ve kadınsı tek parçalarıyla beğeni topluyor. “SEEN NATURE” (Görünen Doğa) adı verilen koleksiyon akışkan çizgiler ve organik şekilleri gözler önüne seriyor. Tasarımcı Christina Arend temel olarak jarse kullanıyor ve bu kumaşı sarıp kolajlayarak şirin elbiseler ve üstler meydana getiriyor. Dar, pileli pantolonlar ve A-kesimli etekler hatları düzgün ve sade bir görünüm sağlarken trikoların ön plana çıkmasına izin veriyor. Puantiye desenli jakar gençlik dolu bir yaklaşım sergilerken bilezikler, kolyeler ve saç bantlarının da aralarında bulunduğu aksesuvarlar kelebeklerden ilham alarak doğa temasını güçlendiriyor.


Çok uzun süreden beri sanat ve kültür yuvası
olan Berlin, önemli bir moda başkenti olarak da yükselmeye devam ediyor. Kentte gerçekleştirilen İ/Y 11 moda haftasında güncellenmiş klasiklerin yanı sıra moda açısından ileri dönük modeller de sergileniyor. Huzur veren, soluk bir renk paleti koleksiyonların geneline yayılan bir yaklaşım ortaya koyarken rahat pantolonlar da anahtar niteliği taşıyan parçalar olarak ortaya çıkıyor. Bazı tasarımcılar esin kaynağı olarak 1950’lere diğerleri ise etnik etkilenimlere ya da keşfedilmiş sade, kırsal kumaşlara dönüyor. Referanslar ne olursa olsun Berlinli tasarımcılar, yeni filizlenen bakış açılarını sergileyen ustaca biçimlendirilmiş koleksiyonlarını beğeniye sunuyor.

8 Ağustos 2010 Pazar

---CLEOBELLA--







Merkezi Los Angeles’da bulunan Cleobella, el yapımı çantaların yanı sıra zengin doku ve renkli aksesuarları sunan bir marka. Yıkanmış ve şekillendirilmiş deri, vintage ikat baskıları ve geri dönüştürülmüş hırdavatlar her bir parçaya farklı bir görünüm ve his veriyor. Hiçbir çanta tam olarak birbirine benzemiyor, bu da eşsiz bir çekicilik sağlıyor. Bu dikkat çekici marka dünyanın dört bir yanından saygın perakendeciler arasında çok kısa sürede popüler hale geldi.

En bilinen ürünleri: El yapımı ürünler; derinin hatasız kullanımı; ikat desenler; elde yapılmış ve zımbalanmış tasarımlarıdır.


Ünlü el çantalarına ek olarak, Cleobella zengin ayrıntılarla, elde-dokunmuş bir grup omuz çantası da sunuyor. Altı değişik ikat baskısı çoklu renk seçeneklerine uyuyor. Daha az bohem karakterde çantalar lazer kesimi, vidalar, püskül detayları ve zımbalama da dahil olmak üzere, önemli elyapımı detayları içeriyor.

1 Ağustos 2010 Pazar

---FORmen ;)---





















Her bir parçada ayrı bir detay , ayrı bir yorum var....bu görsellerde farklı tarzlarda ki erkek kıyafetlerinin nasıl evrim geçirdiğini görebilirsiniz ;) ...kemerler,gömlekler,ceketler,pantolonlar,jeanler hepsi harika...umarım sizlerde bu görselleri begenirsiniz ;)